Ana Sayfa
Türkçe
Edebiyat
Belgeler
Gün ve Haftalar
Eğlence
Videolar
Test Çöz
Ara
Bağlantılar
  • Ana Sayfa
  • Türkçe
  • Edebiyat
  • Belgeler
  • Gün ve Haftalar
  • Eğlence
  • Videolar
  • Ziyaretçi Defteri

  • Şairler Ve Yazarlar
  • Sözlükler


  • e-Okul
  • İlsis

TÜRKÇE

  1. Anlam Bakımından sözcükler
  2. Sözcüklerde Anlam İlişkileri
  3. Cümlede Anlam
  4. Paragraf Bilgisi
  5. Ses Bilgisi
  6. Sözcüklerin Yapı Özellikleri
  7. Yazım Kuralları
  8. Noktalama İşaretleri
  9. İşlevlerine Göre Kelimeler (Sözcük türleri)
  10. Fiil (Eylem)
  11. Fiilimsi (Eylemsi)
  12. Ek-Fiil (Ek-Eylem)
  13. Fiil Çatısı
  14. Cümlenin ögeleri
  15. Cümle Bilgisi
  16. Anlatım Bozukluğu

ANLAM BAKIMINDAN SÖZCÜKLER (KELİMELER) Sayfa Başı

1) Gerçek (Sözlük) Anlam
2) Mecaz (Değişmece) Anlam
3) Somut Anlam
4) Soyut Anlam
5) Dolaylama
6) Terim Anlam

 1) GERÇEK (SÖZLÜK) ANLAM

Söylendiği zaman zihnimizde (aklımızda) oluşturduğu ilk anlama, temel anlamına gerçek anlam denir. Günlük hayatta en çok kullanılan anlamıdır.

“Soğuk” sözcüğünün aklımıza gelen ilk anlamı; ısısı düşük olan, sıcak olmayandır.

•  Bu sokağın çeşmelerinden soğuk sular akardı.

“İnce” sözcüğünün aklımıza gelen ilk anlamı; dar olan, kalınlığı az olandır.

•  Üzerinde ince bir gömlek vardı.

“El” sözcüğünün aklımıza gelen ilk anlamı; kolun parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümdür.

•  Elindeki kağıtları masanın üzerine bıraktı.
 

•  Çocuk ağır çantayı kaldıramadı.

•  Evin camlarını kırmışlar .

•  Bahçedeki kuru otları yakmışlar .

•  Top oynarken okulun camını kırmışlar .

•  Bu karanlıkta dolaşmaktansa evde otururum.

•  Terliyken soğuk bir şey içme.

2) MECAZ (DEĞİŞMECE) ANLAM

Sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak kazanmış olduğu yeni anlama mecaz anlam denir.

•  Söylediklerimizin soğuk karşılanmasına üzüldüm.

•  Yaşlı kadına yer vermen ince bir davranış.

•  Dağın ardından iki el silah sesi geldi.

•  Çocuğu ağır işlerde çalıştırmayın.

•  Beni kırma , birlikte oynayalım.

•  Sınavda yüksek not almazsam yandım .

•  Ne olur beni kırma , tiyatroya birlikte gidelim.

•  Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar bir gün

•  Geçmişi karanlık bu adama pek güvenmiyorum.

•  UYARI: İnsan veya başka bir varlığa ait bir özellik diğer varlıklara verilirse buna yan anlam veya yakıştırmaca denir. Şıklarda yan anlam yoksa mecaz kabul edilir.

•  Kapının kolu

•  Arabanın torpido gözü

•  Ayakkabının burnu

•  Uçağın kanadı

3) SOMUT ANLAM

Türkçede bazı sözcükler beş duyumuzun (görme, dokunma, işitme, koklama, tatma)“herhangi birisi ile” algılanabilen varlıkları karşılar. Böyle sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir.

•  Kitap, ağaç, soğuk, hava, Emine, su, mavi, taş…

4) SOYUT ANLAM

Türkçe sözcüklerin bazısı da beş duyumuzun “herhangi birisi ile” algılayamadığımız varlıkları karşılar. Böyle sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir. Bunların varlığını aklımız ve hislerimizle algılayabiliriz.

•  Allah, rüya, sevgi, neşe, hüzün, korku, iyilik, şüphe, cesaret, güzellik, barış, düşünmek…

•  UYARI: Bazı somut anlamlı kelimeler kullanıldıkları cümleye göre soyut; soyut anlamlılar da somut anlam kazanabilirler.

“Yol” sözcüğü somut olduğu halde

•  Bu işi yapmanın bir yolu olmalı.

Örneğinde soyut anlam taşır.

“Sevgi” sözcüğü soyut olduğu halde

•  Sevgi en sevdiğim arkadaşımdır.

Cümlesinde somut anlam kazanmıştır.

5) DOLAYLAMA

Bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramın birden fazla sözcükle anlatılmasına dolaylama denir.

•  Ulu önder dünyaca sevilen bir kişiydi.

•  Bu korkunç ses ormanlar kralına ait olmalı.

•  Bu sene bacasız sanayiden çok para kazandık.

•  Atatürk'ün hayatı beyaz perdeye aktarıldı.

•  Zonguldak'ın geçim kaynağı kara elmastır .

•  Yavru vatanda güzel bir tatil yaptık.

•  Çukurova'da beyaz altına rağbet çok.

•  Bizim takım yeni bir file bekçisi aldı.

Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK

Ormanlar kıralı Aslan

Bacasız sanayi Turizm

Beyaz perde Sinema

Kara elmas Kömür

Yavru vatan Kıbrıs

Beyaz altın Pamuk

File bekçisi Kaleci

Derya kuzusu Balık

6) TERİM ANLAM

Bir bilim veya sanat dalıyla ilgili özel bir kavramı ifade eden sözcüklere terim anlamlı sözcükler denir.

•  Matematik: Üçgen, denklem, kesir…

•  Fen: Hücre, çekirdek, kuvvet…

•  Dil Bilgisi: Yüklem, virgül, sıfat…

•  Coğrafya: Dağ, enlem, ekvator…

•  Edebiyat: Roman, uyak, dize…

•  Müzik: Nota, porte, sol anahtarı…

• Tiyatro: Perde, sufle, sahne…

 

SÖZCÜKLERDE ANLAM İLİŞKİLERİ Sayfa Başı

1) Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler

2) Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler

3) Zıt (Karşıt) Anlamlı Sözcükler

4) Genel (Kapsamlı) – Özel (Dar) Anlam

5) Yansıma

6) İkileme

1) EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER

Yazılışları ve okunuşları farklı, anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir.

İsim = Ad Sene = yıl Yasa = Kanun

Eser = Yapıt Güz = Sonbahar İstiklal = Bağımsızlık

Cevap = Yanıt Zayıf = Sıska Müdafaa = Savunma

Mazi = Geçmiş Neşeli = Şen

•  Güz mevsiminde ağaçlar yapraklarını döküyor.

•  Buranın sonbahar yağmurları meşhurdur.

•  Yasalara uymamız gerekir.

•  Hakkımızı savunabilmek için kanunları bilmeliyiz.

•  Son eserinde güncel olayları anlatır.

•  Yapıtlarında oldukça sade bir dil kullanır.

•  UYARI: Eş anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

•  Yemek yemediğinden çok zayıf ve sıska oldu.

•  Arkadaşımı bugün çok neşeli ve şen görüyorum.

•  Cevap ve yanıt hakkını kullanmak istemiyor.

•  UYARI: Yakın anlamlı kelimeler eş anlamlı değildir.

Eş – Dost Yalan – Yanlış Doğru – Dürüst

•  Bayramlarda eşi dostu ziyaret etmeliyiz.

•  Olayları yalan yanlış anlatıyor.

•  Ödevini doğru dürüst yaramamış.

2) EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere eş sesli sözcükler denir. Zihnimizde en az iki gerçek anlam çağrıştırır.

Sol= Solmak fiili - Yön, sağ karşıtı

El= Organ - Yabancı

Yüz= surat, sima - Yüzmek fiili - 100, rakam

Gül= Gülmek fiili – Çiçek - Çağıldayarak akma

•  Gülünce yüzünde güller açardı.

•  Kendi eliyle onu teslim etmişti ellere .

Su akar güldür güldür .

Mendilim dolu güldür .

Yeri göğü yaratan

Bir gün beni de güldür .

Bahçede var yüz güzel

Endam güzel yüz güzel

Uzaklara açılma

Kıyılarda yüz güzel

•  UYARI: İnceltme işareti ( ) ile birbirinden ayrılan kelimeler sesteş değildir.

Adet= Sayı Kar= Hava olayı

Âdet= Gelenek, örf Kâr= Kazanç

Hala= Babamızın kız kardeşi Alem= Bayrak, kubbe, sancak

Hâlâ= Henüz, şimdilik Âlem= Âlem

3) ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER

Aralarında bir ilgi bulunduğu halde anlamca birbiriyle çelişen, birbirinin karşıtı olan sözcüklere zıt anlamlı sözcükler denir. Her sözcüğün karşıtı yoktur.

Pahalı x Ucuz Siyah x Beyaz

Uzak x Yakın Ak x Kara

Acemi x Usta Cimri x Cömert

Açık x Kapalı İyi x Kötü

Kalın x İnce İnmek x Çıkmak

Kolay x zor Aç x Tok

İleri x Geri Dar x Geniş

Uzun x Kısa En x Boy

Gece x Gündüz Bencil x Fedakar

Ağlamak x Gülmek Güzel x Çirkin

•  UYARI: Bir sözcüğün olumsuzu o sözcüğün zıddı (karşıtı) demek değildir.

........................Olumsuzu.............................. Karşıtı

Akıllı .................Akılsız ...................................Deli

Sulu ................Susuz ....................................Kuru

Tatlı .................Tatsız .....................................Acı

Gelmek ...........Gelmemek ..............................Gitmek

Almak .............Almamak ................................Vermek

4) GENEL (KAPSAMLI) – ÖZEL (DAR) ANLAM

Bazı sözcükler kavramları veya varlıkları toplu olarak içine alır, yani kapsar. Bu sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir.

Bazı sözcükler de kavramları veya varlıkları toplu olarak içine almaz, bir varlığın veya kavramın içinde yer alır. Bu sözcüklere de özel anlamlı sözcükler denir.

Güvercin Kuş Hayvan Canlı Varlık

ÖZEL ....................................GENEL

Papatya Çiçek Bitki Canlı Varlık

 

5) YANSIMA

Doğada canlı veya cansız varlıkların çıkardıkları seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklere yansıma denir.

Kalemin kırılırken çıkardığı çat sesi,

Hayvanların çıkardığı me , miyav , hav hav gibi sesler.

•  Bahçedeki köpek bütün gece havladı .

•  Şelalenin şırıltısı ormanın içine kadar yayılıyordu.

•  Duyulan tek ses yaprakların hışırtısıydı .

•  Kedinin acı miyavlaması ile uyandı.

6) İKİLEME

Anlatıma çekicilik kazandırmak, anlamı güçlendirmek amacıyla çeşitli sözcüklerin art arda kullanılmasıyla oluşan söz öbeklerine ikileme denir.

•  UYARI: İkilemeler her zaman ayrı yazılır. İkilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına noktalama işaretleri konmaz.

İkilemi Çeşitleri

1) Aynı Sözcüğün Tekrarı İle

•  Arkadaşınla güzel güzel oyna.

•  Biriktirdiğin parayı azar azar harca.

•  Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

•  Git güle güle uğurlar olsun.

2) Yakın Anlamlı Sözcükler İle

•  Yalan yanlış bilgileri sil artık kafandan.

•  Derslerine doğru dürüst çalış.

•  Eş dost herkes oradaydı.

3) Karşıt Anlamlı Sözcükler İle

•  Konuyu az çok o da benim kadar biliyor.

•  Onunla aşağı yukarı on yıl önce tanıştık.

•  İyi kötü geçinip gidiyoruz.

4) Biri Anlamlı Diğeri Anlamsız Sözcükler İle

•  Ufak tefek bir çocuk içeri girdi.

•  Hesap mesap bilmez o adam.

•  Hayatın eğri büğrü yollarında ilerliyorum.

•  Üzerinde eski püskü bir elbise vardı.

5) Her İkisi de Anlamsız Sözler İle

•  Mırın kırın etme de olanları anlat.

•  Şu ıvır zıvır eşyaları çöpe atın.

•  Abuk subuk sözlerle herkesi çileden çıkardı.

•  Sana kaç kere abur cubur yeme dedim.

6) Yansıma Olan Sözcükler İle

•  Aralarında fısıl fısıl konuşuyorlar.

•  Minik dere şırıl şırıl akıyordu.

•  Bütün gece horul horul uyudu.

Vur davula güm güm gümlesin.

 

CÜMLEDE (TÜMCEDE) ANLAM Sayfa Başı

1) Atasözü

2) Deyim

3) Vecize (Özdeyiş)

4) Koşul (Şart) Cümlesi

5) Neden – Sonuç Cümlesi

6) Tanım Cümlesi

7) Karşılaştırma cümlesi

8) Nesnel (Objektif) Yargı Bildiren Cümle

9) Öznel (Subjektif) Yargı Bildiren Cümle

10) Benzetme Cümlesi

11) Dolaylı Anlatım

1) ATASÖZÜ

Milletlerin yüzyıllar boyunca geçirdikleri denemelerden ve bunlara dayanan düşüncelerden doğmuş olan sözlere atasözü denir. Milletlerin ortak düşünce, yaşayış, inanış ve gelenekleri atasözüne yansır.

Özellikleri

1) Söyleyeni belli değildir. Anonim sözlerdir.

2) Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez ve yerlerine başka sözcükler konulamaz.

•  Ak akçe, kara gün içindir.

•  Derdini söylemeyen derman bulamaz.

3) Öğüt verir, yol gösterir.

•  Taş taşı laf taşıma.

•  Taşıma su ile değirmen dönmez.


2) DEYİM

Kavramları, olayları mecaz yoluyla belirten kalıplaşmış söz gruplarına deyim denir.

Özellikleri

1) Kalıplaşmış söz öbekleridir.

2) En az iki sözcükten oluşur.

•  Hak vermek Deli dolu

•  Burnu büyümek Ağzı yanmak

•  Burun kıvırmak Ateşle oynamak

•  Can pazarı Ağız birliği etmek

3) Deyimleri oluşturan sözcükler çoğunlukla gerçek anlamından uzaklaşarak mecaz anlam kazanırlar.

•  Aldığı haberden sonra küplere bindi .

•  Ağız ağıza verip konuşuyorlar.

•  Eksik bir şey bulamayınca çamur attılar .

•  Sabret işin çoğu gitti azı kaldı .

•  Ne var ne yok diye göz attım . (kontrol etmek)

•  Akşama kadar gözlerim yollarda kaldı . (bekleyip durmak, merak etmek)


3) VECİZE (ÖZDEYİŞ)

Ünlü kişilerce söylenmiş özlü sözlere vecize denir.

•  Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Mustafa Kemal ATATÜRK)

•  Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. (Mustafa Kemal ATATÜRK)

•  Ne insanlar gördüm üzerlerinde elbise yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insandan eser yoktu.(Mevlana)

•  Başarısız ola ola başarıya ulaştım. (Thomas Edison)

•  Güzellik görenin gözündedir. (Margaret Hungerford)

4) KOŞUL (ŞART) CÜMLESİ

Bir olayın gerçekleşebilmesi için başka bir olayın varlığının gerektiğini bildiren cümlelere şart cümlesi denir. “-se, -sa; -ınca, -ince; -dıkça, -dikçe gibi eklerle; mı, mi edatıyla ve üzere sözcüğüyle yapılır.”

•  Yarın hava güzel olusa dışarıya çıkarsın.

•  Param yeterse kitap alacağım.

•  Ödevini yapasa n gezmeye gideriz.

•  İşim erken bitese eve gideceğim.

•  Bilet bulursa m tiyatroya gideceğim.

•  İyi beslenince hastalanmazsın.

•  İyi düşününce nerede yanıldığını anlarsın.

•  Doğruyu söylemedikçe bu işte çalışamazsın.

•  Ödevini yapmadıkça dışarı çıkmayacaksın.

•  İnsan istedi mi başarılı olur.

•  Kitabı haftaya vermek üzere aldım.

5) NEDEN – SONUÇ CÜMLESİ

Eylemin niçin yapıldığını (gerekçesini) ve sonucunda ne olduğunu bildiren cümlelere neden – sonuç cümlesi denir. “için; -dan, -den; diye” ile yapılır. Niçin sorusuyla bulunabilir.

 

•  Hastalandığı için okula gelemedi.
.........neden ...............sonuç

•  Cevabını bilmediği için soruyu boş bıraktı.

•  Korktuğu için şu sevimli köpeğe yaklaşamıyor.

•  Bilmediğin den yanlış yaptı.

•  Uyanamadığın dan derse geç kalmış.

•  Yalan söyledi diye işten attılar.

6) TANIM CÜMLESİ

Bir kavramı belirgin özellikleriyle anlatan, tarif eden cümlelere tanım cümlesi denir.

•  Kitap, en iyi dosttur.

•  Müzik, duyguların notalarla ifadesidir.

•  Sanat, düşünceyi anlamlı kılma çabasıdır.

•  Dostluk, birlikte başlayıp birlikte bitirmektir.

•  Ölçek, haritada küçültme oranıdır.

•  Yazı, insanların düşünce ve isteklerini iletmek için yararlandıkları bir anlatım aracıdır.

7) KARŞILAŞTIRMA CÜMLESİ

Birden fazla nesneyi benzer veya farklı yönlerden kıyaslayan cümleye karşılaştırma cümlesi denir. “en, daha” sözcükleri kullanılır.

•  Açelya, en sevdiğim çiçektir.

•  Gökyüzü bugün daha mavi görünüyor.

•  Arkadaşım o zaman da çalışkandı.


8) NESNEL (OBJEKTİF) YARGI BİLDİREN CÜMLE

Doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilen, kişiden kişiye değişmeyen tarafsız yargı bildiren cümlelere nesnel yargılı cümle denir. Gözlem ve deneye dayalı olduğu için herkesçe aynıdır.

•  İstanbul Türkiye'nin en kalabalık şehridir.

•  Türkiye'de en yüksek sıcaklık yazın olur.

•  Sınıfımızda şu an yirmi beş öğrenci var.

•  Oyundaki olaylar Ankara'da geçiyor.

•  Yazar romanlarındaki kahramanları çoğunlukla kadınlardan seçmiş.


9) ÖZNEL (SUBJEKTİF) YARGI BİLDİREN CÜMLE

Doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanamayan, kişiden kişiye değişen yargı bildiren cümlelere öznel yargılı cümle denir.

•  Yaz en sevdiğim mevsimdir.

•  Dün izlediğim tiyatro çok güzeldi.

•  Bu kitap beni çok etkiledi.

•  İstanbul, Türkiye'nin en güzel şehri.

•  Bu sanatçının sesine bayılıyorum.


10) BENZETME CÜMLESİ

Bir varlığın başka bir varlığın özellikleriyle anlatıldığı cümlelere benzetme cümlesi denir.

•  Pamuk gibi ellerin var.

•  Elma gibi yanakları var.

•  Davetsiz misafir gibi ortada kaldı.


11) DOLAYLI ANLATIM

Bir kişiye ait sözlerin, yazıların ikinci kişinin ağzından yeniden ifade edilmesini dolaylı anlatım denir.

•  Öğretmenimiz çok ders çalışmamız gerektiğini söyledi.

•  Mektubunda üç ay sonra döneceğini yazmış.

Konunun son bölümlerini anlayamadığını söyledi.



PARAGRAF BİLGİSİ Sayfa Başı

1)Paragrafın Yapısı (Bölümleri)

2) Paragrafta Konu (İçerik)

3) Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir)

4) Paragrafta Yardımcı (Yan) Düşünceler

5) Paragrafta Başlık

6) Paragraf Oluşturma

7) Paragraf Tamamlama

8) Duyulara Seslenme

9) Duygulara Seslenme

10) Anlatım Biçimleri

11) Düşünceyi geliştirme yolları


1) PARAGRAFIN YAPISI (BÖLÜMLERİ)

a) Giriş Bölümü: Her paragrafın bir giriş bölümü vardır. Giriş bölümü bir cümleden oluşur. Bu bölüm yargı bildirir. Ayrıntılara girmeden konu tanıtılır. Örneklere yer verilmez. Cümleyi anlam ve yapı yönünden öncesine bağlayacak edatlara, bağlaçlara ve zamirlere bu bölümde kesinlikle yer verilmez. (ama, çünkü, yalnız, fakat, ne var ki, oysa, ne yazık ki, madem…)

Örnek: Aşağıdakilerden hangisi giriş cümlesi olur?

A) Asıl kök ve öz derinliklerdedir.

B) Bize düşen görev bunları araştırmak, incelemek, gerçek değerini ortaya çıkarmaktır.

C) Anadolu insanı, ezgilerin söz dokusuna yüklediği hayat hikayesini nesilden nesile taşıyagelmiştir.

D) Bu nedenle halk türkülerinin ezgileri bir buz dağının su yüzündeki görüntüsü gibidir.

b) Gelişme Bölümü: Giriş cümlesiyle tanıtılan konu gelişme bölümünde açıklık kazanır ve iyice genişletilir. Bu bölüm birden çok cümleden oluşur. Konu ile ilgili örnekler verilir. Böylece düşünceye inandırıcılık kazandırılır. Konunun etkili bir şekilde anlatılması için benzetmelerden, karşılaştırmalardan vb. yararlanılır. Paragrafın yardımcı düşünceleri genellikle bu bölümde bulunur.

c) Sonuç Bölümü: Paragrafın başında tanıtılan, örneklerle ve diğer düşüncelerle geliştirilen konunun bir sonuca bağlandığı bölümdür. Genellikle bir cümleden oluşur. Çoğu zaman ana düşüncenin bu bölümde verildiği görülmektedir.

Örnek: Yıllardır yurdu geziyor, şehir şehir, kasaba kasaba. Anadolu insanını iyi tanıyor; nasıl yaşarlar, ne yerler, nelerden hoşlanırlar? Bir de büyük yazarmış. Okudum onu ancak…

Bu paragrafın sonuna aşağıdaki cümlelerden hangisinin getirilmesi uygundur?

A) Anadolu'yu çok iyi anlatmış.

B) Oldukça başarılı bir anlatımı varmış.

C) Hayal kırıklığına uğradım.

D) Türk yazarlarını yücelten, Anadolu'yu anlatmalarıdır.


2) PARAGRAFTA KONU (İÇERİK)

Üzerinde durulan, hakkında yazı yazılan, söz söylenen, her türlü kavramdır. Her yazının bir konusu vardır. Her şey konu olabilir. Yaşam sevinci, köyden kente göç, dil yanlışları, ölüm, yalnızlık, dostluk, vatan sevgisi, hasret en çok işlenen konulardır. Bir paragrafın konusu, o paragrafta en genel anlamda üzerinde durulan olay, olgu, durum ve kavramdır.

Yazar bu parçada ne anlatıyor?

Bu yazıda nelerden bahsediliyor?

Gibi soru kalıpları bize “konu”yu verir.

Örnek: Kitle iletişim araçları, kitleleri bilgilendirmek ya da onları, hızla değişen dünyanın temposundan kaynaklanan rahatsızlıklardan kurtarmak için hoşça vakit geçirmekten, sistematiği belirlenmemiş akımların içine sürüklenmeye kadar bir çok amaca hizmet etmeye başladı.

Yukarıdaki parçanın konusu nedir?

A) Teknolojik gelişim

B) İletişim araçlarının işlevi

C) Dünyadaki değişmeler

D) İletişim araçlarındaki değişim


3) PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE (ANA FİKİR)

Bir yazının yazılmasına neden olan ve yazının özünü oluşturan düşünce ana düşüncedir. Buna sanatçının okuyucuya vermek istediği mesaj da denebilir. Ana düşünce paragrafta bir cümle halinde verilebileceği gibi parçanın bütününe de serpiştirilebilir. Şiirlerde ana düşünce yerini tema denir.

Yazar bu yazıyı niye yazmış?

Yazarın vermek istediği mesaj nedir?

Bu paragrafta vurgulanmak istenen düşünce nedir?

Gibi soru kalıpları bize “ana düşünce”yi verir.

Örnek: El halısında desen, göz değmesin diye nazar boncuğu; serilen eve bolluk ve bereket getirsin diye ağacı; birlik beraberlik, dirlik ve düzenlik getirsin diye zincir haline gelmiş halkalar şeklinde gösterilir.

Paragrafta vurgulanmak istenen düşünce nedir?

A) Halı desenlerini herkes kendine göre yorumlayabilir.

B) Halıdaki desenlerin kendine özgü bir anlamı vardır.

C) Halı dokunurken şekiller kendiliğinden ortaya çıkar.

D) Bütün desenler, birbirini bağlı zincir şeklindedir.


4) PARAGRAFTA YARDIMCI (YAN) DÜŞÜNCELER

Her paragraf bir ana düşünce üzerine kurulur. Bu düşüncenin anlaşılır ve inandırıcı kılınması için de yardımcı düşüncelere ihtiyaç vardır. Yardımcı düşünceler ana düşünceyi örnekler, açıklar ve destekler. Böylece verilmek istenen mesaj okuyucunun zihninde somutlaştırılmış olur. Bir paragrafta birden fazla yardımcı düşünce vardır. Genellikle gelişme bölümünde bulunur.

Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

Bu paragrafta aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

Gibi soru kalıpları bize “yardımcı düşünce”yi bulmada yardımcı olur.

Örnek:

Sen Mehmetçiksin,

Önümüzde ışık, gönlümüzde aşk,

Doğarsın bu yurda adak olarak,

Hürriyet öpen dudak olarak

Yürekte sen varsın, başta sen varsın.

Şiirde Mehmetçik ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A) Yurdu için kendini feda edeceğinden.

B) Hürriyete değer verdiğinden.

C) Kahramanlığının dünyaca bilindiğinden.

D) Milletçe sevildiğinden.


5) PARAGRAFTA BAŞLIK

Bir yazının başlığı, o yazıda anlatılan konunun, vurgulanmak istenen ana düşüncenin en kısa, yalın ve açık biçimidir. Bir paragrafın başlığı bulunurken öncelikle o yazının ne anlattığı belirlenmelidir.

Örnek: Şiir, edebiyat türleri içinde sesle okunmayı en çok gerektiren sanattır. Nasıl tiyatro oynanmak içinse, şiir de ses olarak dudaklarımızdan dökülmek içindir, denilebilir. Şiiri diğer edebiyat türlerinden ayıran en belirgin özellik, sese en çok bağlı sanat oluşudur.

Paragrafa en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiir Okumanın Önemi B) Şiir ve Ses

C) Sesin Önemi D) Şiir Sanatı


6) PARAGRAF OLUŞTURMA

Giriş, gelişme ve sonuç cümlelerinin bulunup bir anlam bütünlüğü içerisinde sıralanmasıdır.

Örnek:

1. Sonra kuşlar, sincaplar bu zamansız rüzgara hayret ederek üşüyorlardı.

2. Ağaçları ve çiçekleri ürperişler içinde gördüm.

3. İnatçı bir rüzgar yeşilde alacağı varmış da alamamışcasına esiyor esiyordu.

4. Toroslara vardığımda her taraf yeşillikler içindeydi.

Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A) 2-4-1-3 B) 4-3-2-1

C) 3-1-2-4 D) 1-3-4-2


7) PARAGRAF TAMAMLAMA

Paragraf tamamlama, giriş cümlesini ve sonuç cümlesini bulma ile ilgilidir.

Örnek: … Adeta yarış atı gibi sınavdan sınava koşturuyorlar. Çocuk, kendini tanımadan hayatın karmaşıklığı içinde buluveriyor kendini. Sonuçta çocuklar kendilerini yetiştiremiyor ve çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.

Paragrafın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilirse parça anlam yönünden tamamlanmış olur?

A) Çocuklar güç işlerde çalıştırılmaktadır.

B) Çocuklarımız gün geçtikçe sağlıklı bir eğitim olmaktadırlar.

C) Çocuklarımız henüz ilkokul döneminde ağır bir sınav maratonuna giriyorlar.

D) Sınavlar, çocukları sağlık yönünden ciddi şekilde etkiliyor

 Örnek: Sanat adamları daha çok düzeltmek, güzelleştirmek isteyenler arasından çıkar. Hemen hemen hiçbir sanat adamı, gördüklerini olduğu gibi söylemek istememiştir; seçer, büyütür, istese de istemese de …

Paragrafın sonuna aşağıdakilerden hangisinin gelmesi daha uygundur?

A) kendi kişiliğini katar.

B) nesnel davranmak zorundadır.

C) olayları olduğu gibi verir.

D) gerçeğin peşinde koşar.


8) DUYULARA SESLENME

İnsanın beş duyusu vardır (görme, tatma, duyma, dokunma, koklama). Cümlelerde bu beş duyu organından herhangi birisiyle algılanan bir ayrıntıya yer verilebilir.

Örnek: Kokuşmuş bir körfez, körfezin içinde birkaç kayık, ötüşerek karnını doyurmaya çalışan martılar, denizi, dağları büyük bir tehlikeye atan insanlar, tüm bunlar beni hayli düşündürdü. Ne oluyor bize? Buraları başkalarına mı satıyoruz? Diye acı acı düşündüm.

Yukarıdaki parçada hangi duygumuzla ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir?

A) İşitme B) Koklama

C) Görme D) Tatma


9) DUYGULARA SESLENME

Duygu kalben algılanan hislerdir. (sitem, ümit, ümitsizlik, coşku, sevinç, korku, merak, endişe, yalnızlık…)

Örnek: Doğduğum köyde bir sokak vardı. Adı üstünde: Telgraf sokağı. Hem güzel, hem şirindi, hem dardı. O kadar dardı ki orda birbirine dokunur komşu evlerin saçağı. Aradım, nerde Telgraf Sokağı?

Diyen bir şair nasıl bir duygu içerisindedir?

A) Umutsuz B) Karamsar

C) Hasret D) Yalnızlık


10) ANLATIM BİÇİMLERİ

a) AÇIKLAYICI ANLATIM

Okuyucuyu herhangi bir konuda eğitmek ve ona bilgi vermek amacıyla başvurulan anlatım tekniğine açıklayıcı anlatım denir. Sade ve sanatsız bir dil kullanılır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılması sağlanır.

Örnek: Haldun Taner hikaye, tiyatro, makale ve fıkra türlerinde eserler vermiştir. Hikayelerinde genellikle büyük şehirdeki tipleri; bozulmuş ve iki yüzlü çevreleri anlatır. Tiyatrolarında da gecekondu bölgesinin cahil insanlarını ele almıştır.Bu tipler yerel dilleriyle konuşturulur. Bu eserleri okuyan insanın yüzünde tatlı bir tebessüm belirir.

 b) ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM

Bir duygunun, düşüncenin bir olay etrafında veya olaya bağlı olarak anlatılmasıyla oluşan anlatım tekniğine öyküleyici anlatım denir. Öykülemede yer, zaman ve kişi gibi unsurlara rastlanır. Genellikle geçmiş zaman kullanılır.

Örnek: Ayaşlı, beş ay hapiste tutsak kaldıktan sonra, dört arkadaşıyla bir gece hapisten kaçtı. Dağa çıktı. O zaman kendisine Battal'ın İbrahim diyorlardı ki, iki yahut üç yıl Kastamonu, Çankırı ve Bolu arasındaki dağlarda gezdi. Çoklarının evini basıp paralarını aldı.

c) BETİMLEYİCİ ANLATIM (TASVİR)

Gözleme dayanan anlatım tekniğine, sözcüklerle resim yapma sanatına betimleyici anlatım denir. Sıfatlara genişçe yer verilir. Betimlemede bir durum, olay, varlık okuyucunun gözünde canlandırılır.

Örnek: Ortada yeşil örtülü uzun bir masa. Kıyısında tahta sandalyeler. Karşı duvarda boydan boya dolap. Dolapta her birini bir öğretmenin kullandığı, küçük küçük gözler. Kimisi kilitli kimisi kilitsiz. Köşeye yakın, duvarın dibinde kömür sobası. Yanıp yanmadığı belli değil. Kapının arkasında kıvrık ağaçtan yapılmış askılık. Pencere önlerinde yığılı kitaplar, defterler. Öğrenci ödevleri, haritalar…

d) TARTIŞMACI ANLATIM

Herhangi bir konunun farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmesinden kaynaklanan anlatım tekniğine tartışmacı anlatım denir. Amaç karşı tarafın düşüncesini çürütmektir. Düşüncenin kanıtlanması için örnekler verir, tanıklar gösterilir, karşılaştırmalar yapılır. Soru cümleleriyle yazıya akıcılık kazandırılır. Konuşma havası sezilir.

Örnek: Eleştirmen eseri ön yargıyla ele almamalıymış. Ya nasıl ele almalı? Ön yargıyla ele alınmamış tek bir sanat yapıtı bilmiyorum. Eleştirmen, eleştiri yapmak için birtakım hazırlıklar ve seçmeler yapar. Bir kere bu seçmelerde bile bir önyargının varlığından söz edilemez mi? Bu seçme bile bir önyargıdır.


11) DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

a) TANIMLAMA (TARİF ETME)

Bir kavrama ait belirleyici özelliklerin anlatılmasıyla oluşan yönteme tanımlama denir. Tanımlamada “nedir?” sorusunun cevabı bulunur ve tanım cümleleri genellikle “-dır, -dir; -tır, -tir” ekleriyle veya “denir” ile biter.

Örnek: Annenin çocuğunu uyutmak için belli bir ezgiyle söylediği halk edebiyatı ürününe ninni denir. Anne çocuğuna ilişkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini bu nazım şekli ile anlatır.

b) ÖRNEKLEME

Anlatılan konuyla ilgili değişik örneklerin verilmesiyle oluşan yönteme örnekleme denir. Amaç konunun, okuyucunun zihninde daha da belirginleşmesini sağlamaktır.

Örnek: Edebiyatımızda romancılar yaşadıkları dönemin ya da önceki dönemlerin izlerini eserlerine yansıtmışlardır. Bundan dolayıdır ki; edebiyatımızda Milli Mücadele yıllarını konu edinen bir çok yapıt vardır. Yakup Kadri'nin Yaban'ı; Tarık Buğra'nın Küçük Ağa'sı ve Halide Edip'in bir çok romanı bu muhteşem olayı işlemiştir.

c) KARŞILAŞTIRMA (MUKAYESE ETME)

Birden fazla düşünce, olay, kavram ya da durumun birbiriyle kıyaslanmasıyla oluşan yönteme karşılaştırma denir.

Örnek: Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuğuyla, ulaşımıyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana bir sürü sıkıntılar verir. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye bir korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerimizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir.

d) TANIK GÖSTERME (ALINTILAMA)

Yazarın, düşüncelerini inandırıcı kılabilmek için ele aldığı konuda yetkili ve ünlü bir kimsenin sözlerinden alıntı yapmasıyla oluşan yönteme tanık gösterme denir. Kişinin sadece adı yetmez. Sözün aktarılmadığı yerde tanık gösterme söz konusu olmaz.

Örnek: Okuma tutkuların en asilidir. Ekmek bedeni nasıl beslerse, o da ruhu besler. Büyük yazarlar ömürlerinin çoğunu okumakla geçirirler. Montesguie: “Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği bir kederim olmamıştır.” der.


SES BİLGİSİ Sayfa Başı

1) Büyük ünlü uyumu

2) Küçük ünlü uyumu

3) Kaynaştırma harfleri

4) Ses düşmesi

5) Geniş ünlünün daralması

6) Ses türemesi

7) Sert sessiz yumuşaması

8) Sertleşme (sessiz benzeşmesi)

9) Ulama

10) Vurgu

1) BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU

Kalınlık incelik uyumudur. İlk hecedeki ünlü kalınsa sonraki hecelerdeki ünlü de kalın, inceyse ince ünlü olur.

A,I,O,U A,I,O,U

E,İ,Ö,Ü E,İ,Ö,Ü

Öğütlerimiz, Öğretmenim, Öğrenci, Koyunla,r Konuşmacı

Büyük Ünlü Uyumu İle İlgili Bazı Özellikler

1. Türkçe oldukları halde zamanla ses değişikliğine uğramış kelimeler büyük ünlü uyumuna uymaz.

Alma Elma

Ana Anne

Kangı Hangi

Kala Kale

Karındaş – Kardaş Kardeş

2. Türkçemize yabancı dillerden girmiş bazı kelimeler büyük ünlü uyumuna uymayabilir.

İnsan Dünya Kitap Gazete Otomobil Televizyon

Uyarı: Bazı yabancı sözcükler büyük ünlü uyumuna uyabilir.

İskele (İtalyanca) Sosyal (Fransızca) Radyo (İngilizce) Emniyet (Arapça)

3. Birleşik sözcüklerde ve tek heceli sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz.

Kadıköy - Türk

Gecekondu - Dört

Hanımeli - Ev

4. Bazı ekler büyük ünlü uyumunu bozar.

-Kİ: yarınki, akşamki, arabadaki

-KEN: Yaparken, koşarken

-YOR: gidiyor, sevmiyor

-LEYİN: akşamleyin, sabahleyin

-(İ)MTIRAK: yeşilimtrak, ekşimtrak

-GİL: baklagil, halamgil, turunçgil

2. KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU

Düzlük yuvarlaklık uyumudur. İki kuralı vardır.

*Sözcüğün ilk hecesindeki ünlü harf düz ise diğer hecedeki ünlüler de düz olmalı.

(a-e-ı-i) (a-e-ı-i)

Kapılar, Bağımsızlık, Çiçeklik, Sıcaklık

*Sözcüğün ilk hecesindeki sesli yuvarlak ise ondan sonra gelecek hecedeki sesli ya dar yuvarlak ya da düz geniş olmalıdır.

(o-ö-u-ü)'dan sonra ya (a-e) ya da (u-ü) gelmeli.

Sonsuzluk, Dürüst

Öğretmen, Öğrenci, Umutlarımız, Sonuçlandırmak

Uyarı: -yor eki uyumu bozar. Geliyor, yapıyor, söylüyor…

3. KAYNAŞTIRMA HARFİ

Türkçe bir sözcükte iki ünlü harf yan yana gelmez. Sesli ile bir sözcükten sonra sesli ile başlayan ek getirildiğinde araya Y, Ş, S, N ünsüzlerinden biri gelir. Bu harflere kaynaştırma harfleri denir.

Bahçe y e Oda n ın Kapı s ı İki ş er

Anası n ın kuzu s u (tamlama ekleri)

Kale y i fethettik (-i, -e hal ekleri)

Oku y acak (gelecek zaman eki, -ecek, acak)

Altı ş ar (üleştirme eki, -er, -ar)

Okuyan (fiilden sıfat yapan ek, -en, -an)

4. SES DÜŞMESİ

*Sonu “k” ile bitten sözcüklere küçültme eki geldiğinde “k” ünsüzü düşer.

Küçük – cük Küçücük

Minik – cik Minicik

Ufak – cık Ufacık

*Bazı iki heceli sözcükler ünlü harfle başlayan bir ek aldıktan sonra hecelerindeki dar ünlü düşer.

Karın – ım Karnım

Şekil – i Şekli

Kayıp - ol Kaybol

Fikir – i Fikri

5. GENİŞ ÜNLÜ DARALMASI

Son hecesi geniş seslilerle (a-e) bitten sözcüklere -yor eki getirildiğinde geniş sesliler daralarak ı, i, u, ü olur.

Anla – yor Anl ı yor

Yaşa – yor Yaş ı yor

Ye – yor Y i yor

6. SES TÜREMESİ

Tek heceli bazı sözcüklere küçültme eki getirildiğinde sesli türemesi olur.

Bir – cik Bir i cik

Gül – cük Gül ü cük

Genç – cik Genc e cik


7. SERT SESSSİZ YUMUŞAMASI

Süreksiz sessizlerle bitten bir kelime sesliyle başlayan bir ek aldığında sondaki sert sessizler yumuşar.

P – ç – t – k

 
b.. c.. d. g,ğ

Kitap – ım Kita b ım

Ağaç – a ağa c a

Yurt – umuz Yur d umuz

Renk – I Ren g i

Gelecek – im Gelece ğ im

Uyarı: Özel isimlerde yumuşama sadece söyleyişte olur, yazışta olmaz.

Yazılış Söyleniş

Gemlik'e Gemliğe

Zeynep'in Zeynebin

Ahmet'e Ahmede


8. SERTLEŞME (SESSİZ BENZEŞMESİ)

Türkçe sözcüklerde sert sessizden sonra yine sert sessiz gelmelidir.

(F – S – T – K – Ç – Ş – H – P) + (c – d – g)

 
ç...t... k

Sokak – da Sokak t a

Türk – ce Türk ç e

Bas – gı Bas k ı

Diş – ci Diş ç i

9. ULAMA

Ünsüz harfle bitten sözcükten sonra ünlü ile başlayan bir sözcük geldiği zaman ulama yapılır. Iki sözcük arasında noktalama işareti varsa ulama yapılmaz.

Tür k a skeri Mehmet A ki f E rsoy

10. VURGU

a. Kurallı fiil cümlesinde vurgu yüklemden önceki sözcüktedir.

Yarın istanbul'a annemle gideceğim .
...........................vurgu......yüklem

Annemle İatanbul'a yarın gideceğim .
............................. vurgu... yüklem

Yarın annemle İstanbul'a gideceğim .
.......................... vurgu..... yüklem

b. Devrik fiil cümleelerinde vurgu yuklemdedir.

Son tren de kalktı ben yetişemeden.
........... Yüklem, vurgu (kalktı)

Döndü son kuşlar da yuvalarına.
Yüklem, vurgu (döndü)

c. İsim cümlelerinde vurgu yüklemdedir.

Söylediklerinin hepsi güzel .
........................... Yüklem, vurgu (güzel)

Çiçeği büyüten sevgidir .
................... Yüklem, vurgu (sevgidir)

ç. “mi”li soru cümlelerinde vurgu “mi” soru ekinden önceki sözcüktedir.

Sen mi yaptın bütün bunları?

Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek?

d. Diğer soru cümlelerinde vurgu soru bildiren ögenin üzerindedir.

Bana ne aldın?

Kim benimle gelmek ister?

 
Ana Sayfa | Türkçe | Edebiyat | Belgeler | Gün ve Haftalar | Eğlence | Videolar | Test Çöz